0 258 502 59 08 bilgi@ahmetsahinhacioglu.com Haftaiçi 08:00 - 18:00

İletişim

Ağız ve Diş Yaralanmaları

  Ağız ve diş yaralanmaları yetişkinlerde genellikle spor kazaları, trafik kazaları, delici ve kesici aletlerin yaptığı yaralanmalar, ateşli silah yaralanmaları, sert cisimlerin çarpması gibi nedenlerle meydana gelir. Çocuklarda ise daha çok ilköğretim çağlarında, oyun esnasında düşme, çarpma gibi nedenlerle oluşur. En sık rastladığımız yaralanmalar: dudak, yanak, dişeti, dil kaynaklı kanamalar, dişlerde kırılmalar, dişlerin yuvasından oynaması ya da tamamen yuvasından çıkması şeklinde gözlenir.

 Travma sonucu, kesici ya da sert cisimlerin etkisi ile kanama olabileceği gibi özellikle kesici dişlerin dudaklar ya da yanakları zedelemesi ile kanama olabilir. Yanaklarda ya da ağız içinde kanama varsa öncelikle panik yapılmamalıdır. Yapılacak ilk iş temiz ve ılık bir su ile yaralı alanın yıkanıp, temiz bir gazlı bez ya da peçete gibi o anda bulabileceğimiz temiz bir malzeme ile silinmesidir. Kanamanın olduğu bölgeye yine gazlı bez, peçete, mendil ya da pamuk gibi bir malzeme ile basınç uygulanarak kanamayı durdurmaya çalışmalıdır. Eğer on beş dakika içinde kanama durmazsa hemen bir doktora başvurmak gereklidir. 

Diğer bir yaralanma çeşidi ise dişlerin kırılmasıdır. Daha çok düşme ile sert zemine çarpma veya sert bir cismin ağız bölgesine çarpması sonucu oluşur. Yetişkinlerde görüldüğünden daha fazla okul çağındaki çocuklarda görülmektedir. Özellikle kesici dişlerde travma sonucu kırılmalara daha sık rastlıyoruz. Tabi böyle bir durumda yapmanız gereken derhal bir diş hekimine başvurmaktır. Eğer kırık diş parçası ufalanmamışsa, tek parça halinde ise bu parçayı akan su altında yıkayıp, serum fizyolojik ya da süt içinde hekime getirirseniz biz diş hekimleri bu kırık parçayı özel yapıştırıcılar veya dolgu malzemeleri ile tekrar yapıştırıp, daha estetik ve doğal bir sonuç elde edebiliriz. Ancak bu parça çok ufalanmış ya da bulunamamışsa bu durumda biz dişin kendi renginde kompozit esaslı dolgu maddeleri ile tamamen doğal dişinizin renk ve görüntüsünde dolgu yapabiliyoruz. Ancak kırığın durumuna göre dişe kanal tedavisi de gerekebilir. Ya da dişin çekimini gerektirecek tedavisi mümkün olmayan bazı kök kırıkları da olabilir. Sonuçta hekiminizin yapacağı muayene, alacağı röntgen görüntüleri sonucunda teşhis konulup uygun tedavi seçeneği uygulanacaktır.

Diğer bir ciddi sorun da dişlerin yerinden oynaması veya yuvasından tamamen çıkması yani bilimsel adıyla avülse olmasıdır. Yuvasından oynamış dişler için yapılacak en doğru hareket hiç dokunmadan hekime başvurmaktır. Yuvasından tamamen çıkan dişler ise ilk yarım saatte diş hekimine uygun şartlarda getirilirse yuvasına oturtulup, yanındaki sağlam dişlere telle sabitlenerek yaklaşık 1 ay içinde iyileşmesi sağlanabilir. Yeterli sürenin sonunda yan dişlere sabitlediğimiz tel çıkarılır, dişimiz eski sağlığına kavuşur. Bu tedavi için uygun şartlarda getirilirse demiştim. Peki nedir bu uygun şartlar? Öncelikle ilk yarım saat içinde en fazla iki saatte dişin hekime götürülmesi gerekir. Süre arttıkça başarı şansı düşer. Eğer diş ağız dışına düşmüşse kökünden değil kron kısmından yani ağız içinde görünen kısmından tutulmalı, hafif akan su altında pislikler yıkanmalı, ama kesinlikle fırça ya da sabun, diş macunu kullanılmamalıdır. Diş, izotonik serum içinde hekime götürülmelidir. Eğer serum bulamazsak en ideal taşıma solüsyonu süttür. Süt vücudun PH değerine yakın PH’da olduğu için idealdir. Eğer diş halen ağız içinde ise hafifçe yuvasına oturtulmalı, ancak fazla basınç uygulanmamalıdır. En doğal taşıma şekli dişin kendi yuvasına oturtularak taşınmasıdır. Dişin yerinden oynamaması için hekime gidinceye kadar bir parça pamuk ısırtılabilir. 

İlk bakışta önemsiz gibi görülen, ya da geçiştirilen bu konuların ne kadar önem taşıdığını, yapılacak ilk müdahale ile kaybedilme riski olan bir dişi kurtarabildiğimizi, yada yanlış yapılan bir ilk müdahale sonucunda kurtulabilecek bir dişimizi kaybedebileceğimizi anlatmaya çalıştım sizlere. 

Prev Post

Next Post